Çılgın Moda Gerçekleri
Mini Eteğin İcadı
Kadınların Özgürleşme hareketinin bir parçası olarak kısalmaya başlayan etek boyları 1960'ların sonuna geldiği bacak boyunun üst sınırına ulaşmıştı. 1920'lerin savaş sonrası özgürleşmeye başlayan kadını, ilk olarak yerlerde sürünen eteklerini bir nebze kısalttı. Bu kısalan etekler "Jazz Age"de denilen bu dönemde dans etmeye de imkan sağlamaktaydı. Bu durum kadının özgüveninin bir göstergesiydi.

Savaş sonrası bir dönem için dans ve müziğin insanlara verdiği haz akıl almazdı. Kasvetli bir dönemin bitişini müjdelercesine neşeli olan bu dönemin hakkını kadınlar, giyim biçimleriyle veriyorlardı.
Bu dönem, pek çok kadının toplumun gözü önüne, kadın olmanın dışında birçok özelliğiyle çıkmasını sağladı. Kadının gücünü fark ettiği bir süreç yaşanmaktaydı. Coco Chanel, dönemin moda ikonlarından biriydi. Erkek giyiminin kalesi olan takım elbiseleri kadınlara uyarlamış, diz boyu eteği, mini siyah elbisesi, ceketi, incileri ve elinde sigarasıyla güçlü kadın tipinin arketipi haline gelmişti. Bu yeni kadın tipi toplum tarafından son derece cüretkat bulunuyordu.
Ardından aynı yüzyıl bir başka güçlü kadın ortaya çıkardı: Suzanne Lenglene! Lenglene Birçok kez Wimbledon Tenis Turnuvasını kazanmış, spor dünyasının önemli bir ismiydi. Jean Patou tarafından hazırlanan kısa kollu ve kısa boylu eteği giyerek tenis kortuna çıktığında, gazeteler; "Tenis kortunda çıplak bacakların savaşı" şeklinde manşet atmıştı. Konservatif toplumun gözünde, bu yeni dünya kontrolden çıkmış görünüyordu.
Etek boyunun kısalması, kadınların siyasi haklar elde etmek üzere verdiği savaşa eş olarak ilerleyen bir süreçtir. 1950'lere gelindiğinde Feminizm hareketleri son raddeye varmış, kadınlar hak elde etmekte daha etkili bir hale gelmişlerdi. Bu kadının giysi tercihlerine de yansıyordu. Bugün "Dress Code" olarak ifade edilen, giyim kuşamın mesaj iletmesinin etkin örneklerini kadınlar ortaya koyuyordu.
YENİ BİR İCAT: MİNİ ETEK!
Mini eteğin mucidi ile ilgili ihtilaflı iki isim bulunmaktadır. Biri Mary Quant, diğeri ise Andrea Courreges'tır. Ancak genel literatürde öne çıkan isim Mary Quant'tır. Aynı tarihlerde mini etek tasarımları yapmışlar ve bu giysinin uluslararası bir boyut kazanmasına neden olmuşlardır. Mary Quant ilk kez bu giysiyi tasarladığında 1955 yılına ait Bazaar dergisinin İngiltere baskısında mankenlerine giydirerek bir fotoğraf çekimi yaptı. Giysinin adını ise, onun favori aracı olan Mini Cooper'dan ödünç aldı. Bu yeni "mini"ler Dünyanın ne başarılı moda devrimiydi. Mary Quant'ın yalnızca etek boyu değil, saçları da kısaydı. Kim bilir belki de ilhamını kendisinden yaklaşık 30 yıl önce yapılan "Chanel"den alıyordu... Sınırları 'minimize' eden bu kadınlar ve tabii ki onlara destek olan erkekler, çağlar içinde yeni bir ifade biçimi ortaya koydular. Bugün sıradanlaşan bir giysi olarak 'Mini Etek' bir dönemin devrim objesi olarak nitelendirilebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder